Çeşme Kervansarayı

iki katlı kervansaray 1529 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından inşa edildi. Yapı Osmanlı döneminden kalma ve o dönemin bütün özelliklerini taşır. Kervansarayın bir benzeri de Kuşadası'nda Öküz Mehmet Paşa Kervansarayıdır. Yapının Mimarı Ali Pabuççu'nun oğlu Ömer'dir. Orta kısmında avlu(geniş),
avlu çevresinde dükkan ve depo odalarından oluşuyor. Birinci kat biçim olarak zemin katın bir versiyonu. Merdivenle birinci kata çıkılır, burası da biçim bakımından zemin katına benzer. Eski zamanlarda kervansaraya gelen misafirler yabancı tüccarlardı. bu kişiler genellikle kervansarayı mallarını koruyacak satacak bir mekan olarak kullanıyorlardı. Günümüzde Kervansaray otel olarak işlev görüyor. Çesme merkezine 27 Km. mesafede yer alan Erythrai, minik adacıkları olan hoş bir koyun üzerinde kurulmuştur. bölgedeki kalıntıların incelenmesi sonucu, M.Ö. 3000 de Erythoros yönetiminde olan kolonistler tarafından kurulduğu anlaşılıyor. Şehrin bir süre krallıkla yönetildiği kalıntıların incelenmesi sonucu bulunmuştur.
M.Ö. 7. yüzyılda "Panionion" a katılmış. İyon şehirleri arasında oluşturulan dini ve siyasi birlik olan Panionion'ya katılması devleti azda olsa etlemiş.
Perslerden kurtulmak için zaman zaman bazı şehirler girişimlerde bulunmuştur. Önce Lade Deniz Harbine (M.Ö. 494) katılmışlar daha sonra ise Attik-Delon Deniz birliğine üye olmuşlar. M.Ö. 4 ise Pers satrap Mausolos sağlam ilişkilerinin olduğuda bilinmektedir. Erythrai'liler Mausolos`a duydukları şükranın bir göstergesi olarak onun Tunç`tan yapılmış, heykelini Agora'ya dikmişlerdir. Perslerleolan bu yakınlaşma sonucu Atameus Kralı Hermias'ın M.Ö. 345'de Perslere karşı harekete geçmesiyle bozulmuştur. Erythrai M.Ö. 334'de İskender`in şehri ele geçirmesi ile bağımsızlığa kavuşmuştur. Erythrai hakkında MSki dönemlerde bilgi bulunamamaktadır. Önemini kaybettiği için, Bizans egemenliğinde köy hüviyetine girmek zorunda kalmıştır. 11. asra kadar Ephesos metropolitine bağlı psikoposluk olarak görülen şehrin, Çaka Bey`den sonra Türk egemenliğine girdiği tarihten gelen kayıtlarda geçmektedir. bundan sonraki dönemde Erythrai, Erythre, Rhtrai, Lythri gibi isimler almış. 16.yy'da ise isminin İlderen ve Ildırı olarak değiştiği görülmüştür.
Bölgede en önemli kalıntılar arasında surlar geliyor. Bunun dışında Hellenistik ve Roma Döneminden kalma villalar, Athena tapınağı, Bizansa ait kilise.
Cennet tepe olarak isimlendiirilen yerde mozaikler, Roma Bizans döneminden kalan hamam. Birçok ziyaretçi Ildıra'da bulunan sivil yapıları ziyarete geliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder